Ekonomi

Cevdet Yılmaz: Enflasyonu tek haneye düşürmek istiyoruz

Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Malatya Düğün Sarayı’ndaki “Fikir Sofrası” toplantısında iş dünyası, finans ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Türkiye’nin son 20 yılda ekonomide değerli bir performans sergilediğini belirten Yılmaz, şöyle konuştu: ‘Türkiye, dünya büyümesinin çok üzerinde bir büyüme gösterdi. Dünya son 20 yılda yıllık ortalama yüzde 3,6 büyürken, Türkiye ekonomisi yüzde 5,4 büyümeyi başardı. Son 13 yıldır büyüyoruz, kesintisiz bir büyümemiz var. Kovid’e rağmen kesintisiz bir büyümemiz var. Birçok olumsuzluğa rağmen 13 yıldır kesintisiz bir büyüme yaşıyoruz. “Çeyrek bazında baktığımızda 12 çeyrektir kesintisiz bir büyüme yaşıyoruz” dedi.

Türkiye ekonomisi son 3 yılda reel olarak yüzde 20 büyüdü

Yılmaz, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında Kovid sonrası istihdamını en hızlı toparlayan ülkelerden biri olduğuna dikkat çekerek, kadınların işgücüne katılım ve istihdamının da arttığına dikkat çekti.

Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti:

“Büyümede, ihracatta, istihdamda, üretimde önemli başarılar elde ettik. Sadece son 3 yıla baktığımızda dünya ekonomisi 2020-2022 dönemini bu 3 yılda kümülatif olarak yüzde 7 büyümeyi başardı. Türkiye ekonomisi yüzde 20 büyüdü. Bunu reel bazda söylüyorum, enflasyondan arındırılmış olarak söylüyorum. Dolayısıyla reel tarafta güzeliz. Ama mali tarafta düşüncemiz yok mu? Var. Özellikle enflasyonda bizim bir düşüncemiz var. Enflasyon sorunu dünya ortalamalarının çok üzerinde. Ve şu ya da bu nedenle bunun getirdiği zorluklar, sıkıntılar, sorunlar var. Bunları da görüyoruz ve buna uygun olarak son dönemde politikalarımızı önceliklendirdik. Önümüzdeki dönemde. Bu reel büyüme performansını korurken, sanayi, Ar-Ge ve teknolojide yakaladığımız ivmeyi belli bir düzeyde tutarak, istihdamı önemli düzeyde artırarak fiyat istikrarını da sağlamak istiyor ve önümüzdeki dönemin daha yüklü olmasını umuyoruz. Birinci önceliğin fiyat istikrarı sorunu olduğunu söylüyorlar. Ancak fiyat istikrarını sağlarken diğer istikrarları da dikkate alarak yapmaya çalışıyoruz. Aniden enflasyonu düşürebilir misiniz? Teorik olarak bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Yani tüm istikrarı bozarsanız, büyümeye, istihdama, sosyal refaha bakmazsanız, hiçbir dengeyi dikkate almazsanız, çok büyük sosyal maliyetlerle çok hızlı bir şekilde sonuçlara ulaşabilirsiniz. Ama muhtemelen hiçbirimiz bunu istemiyoruz. Enflasyonu kademeli olarak, net bir süreç içerisinde tek haneye düşürmek istiyoruz. Bunun programını ve planını yaptık. Bir yandan para politikalarında güncelleme yapıldı. Orada da Merkez Bankamız araç bağımsızlığı çerçevesinde gerekli adımları atıyor.

Öte yandan depremin maliye politikamıza getirdiği büyük yüke rağmen mali disiplini koruyarak yapısal bozulmaya yol açmadan yolumuza devam ediyoruz. Deprem giderleri bir kerelik harcamalar ve yatırım harcamalarıdır. Dolayısıyla bir yandan aslında ülkemizin geleceğine yatırım yapıyoruz. Kaynak israfından söz edemeyiz, merkezi hükümetten sadece deprem bölgesi için bir defa daha yüksek oranda, milli gelirimizin yüzde 3’ü, 2023 ve 2024’te yüzde 2,5’i kadar para harcayacağız. Bu doğaldır. 2023 ve 2024 bütçe açıklarımızı ciddi oranda artırıyor. Ancak deprem hariç orta vadede yüzde 3’e ulaşması bekleniyor ki bu da yaklaşık Maastricht Kriterleri seviyesinde. altında Gördüğümüz bir bütçe açığı var. Bu nedenle mali disiplin konusunda konumumuzu ve kararlılığımızı sürdürüyoruz. Para politikası ile maliye politikası arasındaki uyumu da büyük önemsiyoruz. Bunu Ekonomik Uyum Konseyi platformu aracılığıyla başarıyoruz. Ben bu konseyin başkanıyım. Ben sadece bakanlarımızı davet etmiyorum, böyle bir yetkim var. Farklı kurumları davet etme yetkim var. Üye olmasa dahi heyete katılabilir. Bu nedenle Merkez Bankası Başkanımızı, BDDK Başkanımızı, SPK Başkanımızı ve yeri geldiğinde diğer bazı kurumlarımızı da davet ederek, mali piyasalar ile maliye politikalarımız arasındaki uyumu etkin bir şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Bu değerli. “En az onlar kadar önemli olan üçüncü bir nokta da para ve maliye politikaları dışındaki yapısal reformlardır.”

“Belirsizlik ekonominin düşmanıdır”

Orta ve uzun vadeli yatırımcılar için belirsizliğin önemine dikkat çeken Yılmaz, “Belirsizlik ekonominin düşmanıdır. Türkiye artık belirsizliklerini azalttı. Mayıs ayında yaptığımız seçimlerle siyasi belirsizlikleri ortadan kaldırdık. Bizim parlamentomuzda kimin çoğunlukta olduğu belli, Cumhurbaşkanımız belli. 5 yıllık genel çerçevemiz belli. Siyasi belirsizliklerin ortadan kalktığı bir ortamda orta vadeli programımız, 5 yıllık planımız, yıllık programımız ve bütçemiz toplumla paylaşıldı. Dolayısıyla siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Belirsizliklerin ortadan kalktığı bir ortamda yatırımların ve büyümenin devam etmesini bekliyoruz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat Sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman vurguladığı konulardır. “Aslında planlamacıların en çok değer verdiği konular bunlardır” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu